English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | talk at v. | birinin tepkilerini göz önünde bulundurmadan konuşmak |
Phrasals | talk at v. | biriyle saygısızca konuşmak |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Idioms | ||||
Idioms | talk at cross-purposes v. | ayrı telden çalmak | ||
Tom, I think we're talking at cross-purposes. Galiba ayrı telden çalıyoruz Tom. More Sentences |
||||
General | ||||
General | talk at length v. | uzun uzadıya konuşmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | talk at someone v. | biriyle konuşmak | ||
Phrasals | talk at someone v. | birine bir şeyler söylemek | ||
Idioms | ||||
Idioms | talk at cross-purposes v. | birbirini yanlış anlamak | ||
Idioms | talk at cross-purposes v. | birbirlerini yanlış anlayıp ters düşmek | ||
Idioms | talk at cross-purposes v. | zıt kutuplarda olmak | ||
Idioms | talk at cross purposes v. | ayrı telden çalmak | ||
Idioms | talk at cross purposes v. | birbirini yanlış anlamak | ||
Idioms | talk at cross purposes v. | birbirini yanlış anlayıp ters düşmek | ||
Idioms | talk at cross purposes v. | zıt kutuplarda olmak | ||
Idioms | talk at cross purposes v. | bambaşka/alakasız şeylerden bahsetmek | ||
Idioms | talk at cross purposes v. | farklı amaçlarda olmak | ||
Speaking | ||||
Speaking | you can at least talk to me expr. | en azından benimle konuşabilirsin |